11 Kasım 2013 Pazartesi

evde hamburger


merhaba,
hepimiz lise çağında çocuğu olan insanların zaman ve dersler konusunda ne kadar çok bilgisi olduğunu biliriz, ne yalan söyleyim oğlum liseye başlayana dek biraz nazlandıklarını düşünüyordum....oğlum liseye başlayınca dersler, dershane derken sanki freni boşalmış araba gibiyim. okuldan etüte gidilecek, yok hafta sonu erkenden dersaneye bırakılacak, alınacak derken, bu eğitim sürecince ilk defa oğluma cuma akşamı hiç kitap açmadan sadece birşeyler izleyip uyumasını söyledim...eğitim sistemimiz neden bu kadar çaresiz onu da anlamış değilim...:(((

bu sistemi çözemeyeceğim için çözebileceğim bir konuya yöneldim....:)))...oğlum hafta içi bazen okuldan sonrada dershaneye gitmesi gerekiyor, bazen vakitsizlikten bazen de cazip geldiği için hamburger yemek istiyor...

..sağlıklı bir hamburger hazırlamak için kolları sıvadım...bu çelik, basit hamburger aparatını Tchibo'da görünce çok sevindim. hemen bir tane edinip, buzdolabı poşetlerinden kesip hamburger yapma hazırlığımı tamamladım....daha öncede evde hamburger yapıyordum, ama şekil konusunda tam bir daireyi tutturamadığım için pek hamburger değil, köfteli ekmek kategorisinde kalıyordu...





orta yağlı dana kuşbaşı eti, evde tuz, karabiber ve tatlı toz biberle epey yoğurup, yarım saat dolapta dinlendirdim...daha sonra kalıba iyice yerleştirip, üstteki basma düğmesi ile çıkardım, ters çevirip tekrar düzelttiğim de, düzgün bir hamburger köftem oldu,


etle oynadığımız için kalıp biraz kirleniyor, arada yıkayıp kurulamak hızınızı arttırabilir.


ve pişirilmeye hazır hamburgerler, donmak üzere buzlukta yerlerini aldı...


ETİN FAYDALARI

Gıda olarak kesilen hayvanların yenilebilen adale kısımları et olarak adlandırılır. Bu sınıfta, büyükbaş, küçükbaş hayvanlar ile kümes hayvanları girerken genellikle balık ayrı tutulmaktadır. Kırmızı et, büyükbaş hayvanlardan elde edilen et grubuna, beyaz et ise; tavuk ve balık türlerinden elde edilen et grubuna verilen addır.

Etin asıl önemi içindeki proteinler sayesindedir. Vücutta sudan sonraki en önemli madde proteindir. Proteinin yüksek bir oranı yediğimiz adalelerde bulunurken, geri kalan proteinler, kan, diğer organlar ve kemiklerde toplanmıştır.

Hayatın içinde birinci olarak bulunan proteinler yeryüzündeki tüm hayat şeklilerine eşlik etmektedirler. Her yaşayan hücre, vücudun neresinde olursa olsun protein içerir. Vücudun oluşması ve devam edebilmesi için protein gerekirken, aynı proteinler vücudun asit-baz dengesini düzenlerler, vücut hormonlarının oluşmasını sağlarlar, hastalıklara karşı koyma sistemine yardım ederek vücudun direncini artırır ve su dengesini kontrol ederler.

Ortalama 100 gram ette 15 ila 20 gram protein bulunur. Bir insanın hayatını sürdürebilmesi için günlük protein ihtiyacı ortalama 0.6 g/kg/gün olarak bildirilmiştir. Yani 70 kg ağırlığındaki bir erişkinin günde en az 42 gr protein alması gerekir. Bu ihtiyacın tam karşılanabilmesi için yüzde 40-50 oranında hayvansal protein sağlanması gerekir. 

Mısır ve buğday proteinleri tek başlarına gereğinden fazla alınsalar bile, organizmanın protein ihtiyacı karşılanmaz. Büyümenin en hızlı olduğu bebeklik ve ergenlik dönemlerinde protein ihtiyacı çok fazladır. Bebeklik döneminde vücutta protein depoları da azdır. En sık protein eksikliğine bebeklik ve erken çocukluk döneminde rastlanır. Çok üzücü olarak yeterli et tüketiminin olmadığı geri kalmış ülkelerde protein-enerji malnütrisyonu hastalığına halen, son derece sık rastlanmaktadır. Gebelik dönemi de protein ihtiyacının artığı bir dönemdir. Bütün gebelik boyunca protein alımını en az günde 10 gram daha arttırmak gerekmektedir. Birçok hastalıklar protein alımı ihtiyacını arttırır. Yanıklar, barsak kanalını tutan hastalıklar ve bazı böbrek hastalıklarında vücuttan protein kaybı da meydana gelebilir. Bu gibi durumlarda hafif olarak nitelendirilebileceğimiz hastalıklarda protein alımını 30, orta hastalıklarda 60, ağır hastalıklarda ise 100 arttırmak gereklidir.

Et, vücudumuz için gerekli B12 vitamini kaynağıdır. B12 vitamini sağlıklı bir hayat sürdürebilmek için son derece önemli bir vitamindir. Bu vitaminin eksikliğinde kansızlık ve sinir tutulumu ‘nöropati’ gelişmektedir. Et, karaciğer, deniz ürünleri gibi gıdalarda bulunan bu vitaminin eksikliği, vejetaryenler gibi et ve et ürünleri yemeyen kişilerde, sıklıkla rastlanmaktadır. B12 eksikliği kansızlık ve buna bağlı halsizlik, kolay yorulma gibi semptomlara yol açabilir. Nöropati adı verilen tabloda ise denge bozukluklarından erken bunamaya dek uzanan birçok sorun ortaya çıkabilmektedir. Bunun yanında yine önemleri çok olan B6 niasin, riboflavin, tiamin ve pantotanik asit vitaminlerinin de önemli kaynaklarından biri ettir.

Et ürünlerinde demir içeriği son derece yüksek bulunmaktadır. Özellikle demir vücudun kolayca emebileceği bir formda bulunur ki, bu önemli bir faktördür. Demir kırmızı kan hücrelerinin dokulara oksijen taşıması için elzemdir. Demir ihtiyacı bebeklik ve hızlı büyüme dönemlerinde, kadınların adet gördükleri dönemlerde, gebelikte en yüksektir. Genellikle erişkin erkekler için 8 mg/gün, adet gören kadınlar için 18 mg/gün ve gebeler için 27 mg gün demir alımı önerilmektedir. Demir, kırmızı ette ve yumurtada emilime en uygun şekilde bulunmaktadırlar. Etteki demirin 45 kadarı emilebilmektedir. Süt ürünleri ve meyveler demirden fakirdir. Sebzelerdeki demirin ise ancak 1-10 kadarı emilebilmektedir. Demir eksikliği en sık görülen besinsel eksikliklerdendir. Demir eksikliğine bağlı, kansızlık ve bunun sonuçları olarak çocuklarda büyüme gelişme yavaşlaması, psikomotor gelişimin etkilenmesi gibi önemli sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Et ayrıca diğer mineraller olan kobalt, magnezyum ve fosfat içinde ana kaynaklardan birisidir.

Et ve et ürünlerinin faydaları çok fazla ancak her şey gibi et tüketiminin de fazlasının sıkıntı yarattığı bir kısım hastalıkların da olduğu aklıdan çıkarılmamalıdır. Özellikle kırmızı et kolesterol içeriği açısından son derece zengindir. Aslında kolesterol bütün hormonların (yumurtalıklardan, böbrek üstü bezlerinden salgılanan) ve D vitamininin yapı maddesidir. Ancak vücutta alınan kolesterolün tüketimi sınırlıdır. Bu nedenle kolesterolden zengin beslenme ile kan kolesterolü hızlıca artmaktadır. Kolesterol yüksekliği kalp damar hastalıklarına zemin hazırlamaktadır. Kırmızı etin 30 gramı, 15-30 mg kolesterol içerir. Et ile beslenmede alınan gıda kolesterolü, bazı kişilerde kan kolesterol düzeyini belirgin şekilde arttırmaktadır bu nedenle alımı sınırlı tutulmalıdır. Hayvansal yağlar doymuş yağ asidi yönünden de zengin oldukları için kalp damar hastalığı olanlarda et ürünleri tüketimi haftada iki kez ve az miktarda tüketilmelidir.
Ayrıca, damarda protein metabolizmasının son ürünü olan ürik asit birikmesi ile karakterize olan gut hastalığı da, aşırı et tüketilmesinin sorun teşkil edilebileceği metabolik bir hastalıktır. Bu hastalık Fatih Sultan Mehmet ve Orhan Gazi’nin ölüm nedenidir. Yüksek miktarda et tüketilmesi bu hastalığı tetikleyebilmektedir. Tedavisinde protein alımının sınırlandırılması ve kilo verilmesi önemli yer tutmaktadır.

Doğru beslenme, metabolik hastalıklardan korunmanın ve sağlıklı yaşamanın ön koşullarından birisidir. Beslenmemizde en önemli rollerden birisini üstlenen et ve et ürünlerinin tüketimi ihmal edilmemelidir. Tüm gıdalar gibi elde edilmesinden, pişirilme şekline dek soframıza gelene kadar geçirdiği tüm işlemlerin sağlığımızı etkileyebileceği ve uygun miktarlarda tüketilmesi akıldan hiç çıkarılmamalıdır.
                                                                                                                           

1 yorum:

  1. Ev yapımı hamburger gibisi yok bence:)
    Şekil aparatı iyi fikir.Yoksa gerçekten ne yaparsanız yapın köfteye çalan hamburger etleriniz oluyor.

    YanıtlaSil