24 Mart 2013 Pazar

kıymalı karnabahar yemeği





merhabalar,

güzel gezim kıbrısı anlatmaya devam edeceğim...gezi bitti ve mutfakla başbaşayım....:))...karnabahar yemeği bizim evde oğlum tarafından pek hak ettiği takdiri görmez...o neden pek az pişer....sağlık ve diyet düşünceleri ile pişirdiğim karnabaharı özlemişiz aslında....severek yedik...arada özlemek güzel oluyor...hep böyle değil midir?

karnabaharın faydalarını paylaşıp, pek çok evde yapılan klasik karnabahr tarifime geçeceğim...daha önce beşamel soslusunu yapmıştım...tarifi burada...

faydaları:

* besleyici bir sebze olan karnabahar vücuda güç verir.
* zihinsel ve bedensel yorgunluğu giderir.
* sinirleri kuvvetlendirir.
* beynin çalışmasını destekler.
* cinsel gücü ve isteği arttırır.
* şeker hastalığında ve romatizmada faydalıdır
* kolesterolü düşürür.
* kalp hastalıklarında şikayetleri azaltır.
* bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak vücuttaki zararlı maddelerin uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Kabızlığı giderir ve idrar söktürür.
* dalak rahatsızlıklarına iyi gelir.

 Kökleri vahşi lahana türüne kadar gidiyor. Tarih içinde bir çok form değiştirmiş ve Akdeniz bölgesinde yeniden kendini göstermiş. M.S. 600 yılından itibaren Türkiye ve İtalya için önemli sebze kaynaklarından biri olmuş. 16. yüzyılın ortalarında Fransa’da popülerleşmiş ve Kuzey Avrupa ve İngiltere taraflarına yayılmış. Günümüzde ABD, Fransa, İtalya, Hindistan ve Çin, başlıca karnabahar üreticileri olarak biliniyor.

İçindeki bazı maddeler, tencerelerdeki demir ile etkileşime girerek, karnabaharın renginin kahverengileşmesine sebep olabilir. Bunu engellemek için, pişme suyuna biraz limon suyu eklemek gerekiyor. 

 
malzeme:
* 1 orta boy karnabahar
* 1 kuru soğan
* 2 yemek kaşığı toz biber
* 250 gr kıyma
* yarım yemek kaşığı domates salçası
* yarım yemek kaşığı biber salçası
* tuz


yapılışı:
* biraz yağda, ince doğranmış soğanlar kavrulur
* soğanlar penbeleşince, kıyma atılıp kıyma da kavrulur
* salça, toz biber ve tuz ilave edilip , birazda (1-2 dk) salça ile kavrulur
* 2 bardak su ilave edilir
* başka bir tencerede küçük çiçeklerine ayrılmış karnabahar çiçeklerinin üzerine kıymalı harcı döküp, kısık ateşte yumuşayan dek yaklaşık yarım saat pişirilir

19 Mart 2013 Salı

dedemin doğduğu topraklarda-4-magusa




Ben kıbrısta 3 şeyi çok sevdim:

doğasını, baharı yasamaya baslayan , yemyeşil ve çiçek bahçesi gibi doğasını
akrabalarımı bulmayı, yaşlısıyla genciyle hangi soyağacının dalı olduğumu daha iyi anlıyorum
yemekleri......yaşamın en keyifli parçasını, Kıbrıs'ta yeni öğrendiğim tatlarla daha da keyifli



bir insana 24 saat yetmez mi, yetmedi...ne kadar çok şey varmış konuşacak, ne kadar çok yer varmış gezecek....zaman gerçekten yetmedi...


Magusa'ya geldiğimizde kuzen Meryem hemen aile ile tanıştırmaya başladı...ilk gün dedemin küçük kız kardeşinin oğlu Ali Amca ile tanıştım...Ali Amca dedemin gençliğini andırıyordu...nede olsa dedem dayısıydı....kız halaya oğlan dayıya benzer derler ne de olsa....

solda Ali Amca, sağda Aysel Abla



aileyi ilk tanımaya başladığımdan bu yana , beni akrabalarımızdan birinin gençliğine çok benzetiyorlardı...Ali Amca'da Aysel Abla'ya benzetince iyice merak etmeye başlamıştım...Meryem Aysel Abla'nın kızını aradı...Kızı Çimen'le konuştuktan hemen sonra ziyaretine gittik...bir zamanlar nasılda güzel olan bir kadın hayat mücadelesi ile ne kadar yılmış ve yıpranmıştı...ona bir parça moral olabildiysek ne mutlu...Aysel Abla'ya baktıkça gözleri dolan Ali Amca'da dedeme benziyordu...istediği zaman gülen, istediği zaman ağlayabilen bir adamdı dedem....duygularımızı yaşarız, çok saklamayı başaramayız....sulugözün güzel anlatılmış hali bu olsa gerek...

gençliği pek güzelmiş demekki....evet evet benziyorum...:)))...

Güzel gözlü bir kuzenim daha varmış...facebook'ta, sanal dünyanın sosyal ortamından tanıdığım diğer kuzenimde Meryem Suay oldu... kendisi aynı dedemler gibi masmavi gözleri olan hoş bir hanım...eşi ve 2 oğlu ile birlikte güzel bir ailesi var....bu güzel aile yazın aşağıda terasında resim çekildiğim bizim dilimizde apartman dubleksi, onların telafuzu ile penthousa taşınacaklar...meryem ve eşi mimar oldukları için, kendi projendirdikleri çok güzel ve zevkli, modern bir yapı olmuş...sağlıkla ,uzun yıllar mutlu mesut yaşarlar umarım...
Kıbrıs'ta ev almak isteyenler için öneririm...buradan reklamlarını da yapmak istiyorum....Suay Construction.....
geldim gördüm beğendim

bu resim meryemlerin yaptığı binanın terasından bir manzara..enfes bir açı....
binanın alt katında bulunan manavda alışveriş yaparken bu cevizler dikkatimi çekti...

PEKAN CEVİZİ




Cevize çok  benzeyen pekan  , çoğunlukla Kuzey Amerika'da büyüdüğü ve cevizin uzak bir akrabası olduğu biliniyor..
Yabani ceviz olarak da adlandırılan bu meyve cevizden çok daha ince ve tatlı bir dış zara sahiptir..
Tıpkı ceviz gibi sağlığa faydalı ve enerji verici özellikleri vardır.
E vitamini deposu olduğu gibi aynı zamanda ve kansere karşı koruyucudur (anti kanserojen).
Ayrıca vejateryanlar için komple bir protein deposudur..
İçeriğindeki vitamin ve mineraller ile bağışıklık sisteminin desteklenmesine yardımcı olur



çağla, misafir olarak kaldığım evin şeker kızı, çağlanın kontes isimli bir köpeği var...ve gribi yeni atlattığı için annesi onu neyle besleyeceğini şaşırmış durumdaydı.. zencefiller, çaylar, mantılar, çorbalar...çağla merkezli bir annesi var...çağla gak deyince suyu, guk deyince yemeğini hazırlıyor....aynı masallardaki gibi.


masal gibi olan bir de doğasıydı...çiçekler harikaydı....






kuzen meryemle ağaçların altında keyfimiz....


annesi şenay teyze uzaklardan gelen akraba için , ne yapacağını şaşıran tam bir misafirperver....



şenay teyze'den ayrıldıktan sonra kale çevresinde geziye çıktık, bir sürü resim çektik...daha çekemediklerimde aklımda kaldı .makine alıp sabahtan akşama gezmek gereken yerler....ne kadar eski bir medeniyet...












Namık Kemal zindanı












Bandabuliya, önemli bir yermiş eskilerin toplanıp pazar yaptığı bir yer, şimdilerde de hediyelik eşya satılan güzel dükkanlar bulabilirsiniz...


















güneş gözlüğü katalog çekimi gibi dimi.....ama birbirine bu kadar yakışan bir çift bulunca bu sefer makineyi ben kaptım...herhalde konusmadığım nadir anlardandı...resim çekiyordum ya...:)))

kale gezimiz bittikten sonra, san barnabas kilisesine gittik...yine çiçek bahçesi ortasına kurulmuş tarihi bir alan gibiydi...












mezar kısmı biraz daha farklıydı.....kilisenin dışına kurulmuş...yine çiçekleriyle mest olduğum biryerdi...




kesin bir daha profesyonel bir makine ile gelmem gerek dediğim anlardan biriydi...






     birbirini geç bulan kuzenler

programımız son hızla devam ederken, aysel ablanın kızları ile magusa da kahve içmek için güzel bir yerde buluştuk...Robert's Cafe ...güzel bir mekandı...birbirimizi tanımak üzerine  sorular sorup sohbet ettik...birbirini yeni bulan kuzenler olarak yaşlar, çocuklar, işler, hayat telaşı ne kadar benzerdi... en azından bu bağlantıyı kurduktan sonra iletişimimizin kopmayacağını düşünüyorum....daha önce de yazdığım gibi aile ağacımızın dallarını bulmuştum...



ailenin büyük dayısna da süpriz yaptık...türkiye'de yiğenleri olduğunu biliyorlarmış..ama benden haberleri yokmuş tabi....biraz süpriz oldu...




bir gün önceki gün, dışarda yenen balıkları küçük bulan Ömer eniştenin getirdiği deniz çipuralar,....sanırım bir tanesi 1 kg vardı....ve kendi elleri ile enfes bir balık hazırladı...bizde salatasını yapıp balığımızın güzelce resmini çekip onurlandırdıktan sonra, afiyetle yedik....sonra çocukların okulları ve kursları hakkında aralıksız 2 saat konuştuk ....sanırım balık zihnimizi açtı....:))))



magusa ile ilgili resimler çok olduğu için 2 bölümde yayınlayacağım..devamı olacak anlayacağınız...

yıllar önce kıbrıs'a gittiğimde bu kadar çok gezecek yeri olduğunu keşfedememiştim...o yıllarda da akrabalarımı bulmayı çok istemiştim ama elimde adres yoktu....sürekli benim bura da akrabalarım var diye tanıdık yüz aramıştım.....ne mutlu bana ki düşündüğümden daha fazlasını buldum....