29 Nisan 2012 Pazar

turunç ve damla çikolatalı kek

merhaba,
sevgili takipçilerim siz siz olun aynı anda bütün işleri yapmaya kalkmayın...hem ev dekorasyonu, hem bahar geldi aman gezeyim, yazlıkları çıkarıp yıkayıp ütüleyim, temizlik de mi yapsam derken......:)))....hasta olup kolunu kaldıramayan bir ben......her sey yavaş yavaş.....

aslında yazacak çok şey var, ama hem havanın büyüsü hemd e evin havasını değiştirmek için güzel bir kek yapalım istedim....nede olsa tatlı bir haftaya başlayacağız...bir gün iş bir gün tatil:)))tatilin başka bir özelliği var benim için ....doğum günüm....





kekim damla çikolatalı gibi görünse de içinde çok güzel bir aroma daha var...turunç reçeli.....ve en ilginci içinde yulaf kepeği olan un kullandım....dukan diyeti için yulaf kepeği almıştım....baktım 2.kutu sürekli bana bakıyor....un kabım 5 kg...içine karıştırdım yulafları acaba oran uygun olur mu diye.......endişelerime rağmen güzel oldu....hatta bugünkü kekim ispatı....



malzeme:
* 3 yumurta
* 1,5 su bardağı şeker
* 1 su bardağı yoğurt
* 1 su bardağından iki parmak eksik sıvıyağ
* 1 çay bardağı minik doğranmış turunç reçeli
* 1 paket vanilya
* 1 paket kabartma tozu
* 3 su bardağı un
* 1 çay bardağı damla çikolata


yapılışı:
* yumurta ve şeker yaklaşık 5 dk çırpılır
* sıvıyağ ve yoğurt eklenip sıvı harcımız iyice çırpmaya devam edilir
* un, vanilya, kabartma tozu ve turunç reçeli eklenip yumuşak bir kıvam alana dek karıştırılır
* en son çikolata parçacıkları eklenip sıvı yağla yağlanmış kek kalıbına dökülür
* önceden ısınmış 180 derece fırında yaklaşık 45dk  pişiriniz

güzel bir kekin incelikleri

* yumurta oda sıcaklığında olursa iyi olur 
* yumurta ve şeker iyice çırpılır
* sonra yağ, süt, cola, çay,........kekimiz için koyacağımız sıvılar konur, sonra katı malzemeler
* kabartma tozu direk kekin sıvısına karışacak şekilde değil de unun üzerinden ilave edilir
* mümkünse un elenir
* fırının ısıtılması pişmek için koyduğumuz tarifin içindeki nemini kaybetmemesi için önemlidir
* keki fırına verdiğimiz ilk 20 dk kapağını açmamalıyız
* kabaran ve çatlayan kek güzel oluyor demektir 
* 20 dk dan sonra kürdan veya bıçak yardımı ile kontrol edildiğinde keke batırdığımız bıçak veya kürdanda hamur kalmayacak şekilde pişmiş olması gerekir
*kekin içinin hamur olmadığını anladığımız ve fırını kapattıktan sonra 20 dk o ısıyla soğuması beklenir
* kekimizi dışarı çıkardığımızda, üstünün kurumaması için üzerini 1 kat bir peçete ile örtüp soğuyana dek beklemeliyiz....beklemeliyiz ki kekimiz donsun ve dağılmasın.....
* her ne kadar silikon kaplardan keki fırından çıkar çıkmaz dağıtmadan çıkarabiliyorsak da dilimleme aşamasında kekin içi tam oturup donmadığı için parçalanması daha kuvvetli bir ihtimal...
* kekin yapımı kadar soğuması aşaması da sabır ister...




24 Nisan 2012 Salı

güveç.....


merhaba,
günler hızlı hızlı geçerken, resimler geç aktarılıyor, yazılar geç yazılıyor....ama kalbim blogumda hala...:)))

henüz mersin'de çektiğim resimleri tam yükleyemedim ama bu arada evde güveç yapmıştım....baktım sitemde güveç tarifim eksik....hemen tamamlamalıyım dedim....buyrun güveçe:....


18 Nisan 2012 Çarşamba

mersin...eskrim turnuvası, hataylı restaurant

merhabalar,

bloğumda yemek tarifleri kadar günlük yaşamdan hikayelerde yer almaya başladı...
sanal dünyanın sosyal ortamı......:))))

ama sadece sanal değil, gerçek yaşamda da aşırı sosyal olunca biraz zaman sıkıntısı yaşıyorum o kadar....

 geçtiğimiz hafta sonu mersin'deydik....bu aylarda akdeniz nasıl kokar biliyor musunuz...bahar kokar...sokaklar miss gibidir...deniz kokusu ve ağaçların kokusu vardır....çok güzel olur....

memleketim olduğu için , bu kış baharı çok özlediğim için torpil geçmiyorum, pek çoğunuz ya şahit olmuştur ya da duymuştur...biliyordur ...ama ben akdeniz'de büyüdüğüm için sevgisi hatıraları bir başka tabi...

oğlum eskrimle ilgileniyor...hafta sonu mersin'de Türkiye turnuvası yapılacağı için bir heves gittik...eskrim bahane gezmek şahane şeklinde Türkiye'yi geziyoruz ...

halamın kızı Zeyniye ablamda kalacaktık...uzun zaman olmuştu görüşmeyeli...ikimizde de çocuklar ve hayat telaşı...farklı şehirlerde yaşasak da gördük ki: büyürken hep birlikte geçirdiğimiz zamanlar, anılar ne güzel bir bağmış arada...aynen kaldığımız yerden güzel bir tazeleme oldu ikimize...

yolculuğun ilk günü Zeyniye ablamın kızı Sude'yi bale dersi için Kültür Merkezi'ne götürdük.....kurs velisi annelerin beklerken oluşturduğu güzel bir ekipleri var.....yeşil ağaçların altında , sandalyede oturup 2 saat yeni tanıştığım kadınlarla nasılda sohbet ettik anlatamam...sanki yıllarca tanıyoruz gibi....neden....çünkü yaşananlar ortak.....çocuklar, hayat koşturması ortak derken.....Tanrı'nın hiç bir işinin tesadüf olmadığı yönünde hemfikir şekilde güzel bir sohbeti noktaladık....:)))
burdan hepsine yeniden kucak dolusu sevgiler göndermek istedim.....
sevgili Zeyniye ablacım, Nalan, Songül, Gülden, Şükran, .....

genelde yediğin içtiğin senin olsun gördüklerini anlat der eskiler
ama yeni trend nerde ne yenir olduğu için .....eniştem bizi sahilde hataylı restaurana götürdü....eniştemin marketi var ve kendisi de kesinlikle bir gurme bilgisine sahiptir....

tabi eniştem yemek için sahildeki HATAYLI resturanı seçerken bence çok haklıymış.....bir kere hatay ve çevre illerin mutfağı tam bizim sevdiğimiz damak tadına uygun bir mutfak.....

yanıma fotoğraf makinemi alamamıştım cep telefonu ile çekilen görüntüleri sizlerle paylaşmak istedim...




 



pide ve ızgara ve künefenin resmi eksik tabi...sohbetten resimleri çekilmeyi unutuldu...özelliklede Zeyniye ablamla yılların acısını çıkardığımız uzun ve güzel bir sohbet oldu benim için ....ne güzel bir çocukluk yaşamışız ve onun hayatımıza devam eden olumlu etkisi......her şey için teşekkürler....


Mersin 'e gidince mutlaka tantuni tadın ama, sahile giderseniz akşam şöyle güzel deniz havası ile "hataylı" da leziz yöresel yemekleri de tadın derim .....

9 Nisan 2012 Pazartesi

pırasalı muffin.....

pırasalı börek
sütlü çörek
çek yavrum çek....
.......

geçen hafta pırasalı börekten sonra sütlü çörek bekleyen arkadaşlar...üzgünüm ...pırasa serisine devam....


pırasa serisi
bölüm:2
pırasalı muffin......:))))

geçen hafta 6 pırasa almıştım.....2 tanesi ile pırasalı börek yaptım....2 tanesi ile muffin...yakında "kabak tadı" yerine "pırasa tadı" diyecek oğlum ama...olsun... geçen hafta böreğini yaptıktan sonra faydalarını yeniden gözden geçirince hafta sonu kahvaltıya süsleyim istedim....oğlum muffin çok sever...pırasayı yedirmenin güzel bir yolu olarak düşündüm....bir de annemin anamur'dan getirdiği doğal yumurtalar olunca her şey güzel oldu....pırasa olduğu fazla hissedilmedi bile....annem her konuşmasını atasözü ile bağlamayı çok sever.... "sarmısağı gelin yapmışlar kırk gün kokmamış".....gibi...bunda da pırasa olduğunu anlamak zor dedi...:)))

pırasa serisine devam yakında bir de pırasalı sarma yaparsam tamam olacak...daha önce okumayan arkadaşlar için pırasanın faydaları bir TIIK ötede....

herkese sağlık dolu günler, haftalar dilerim



malzeme:
* 2 pırasa
* 2 kaşık tereyağ
* 3 yumurta
* 1 bardak yoğurt
* biraz maydanoz
* 2 bardak un
* kabartma tozu
* 1 çay bardağı sıvıyağ
* 200 gr peynir
* 1 tatlı kaşığı silme tuz

yapılışı:
* ince ince doğranan pırasalar, 2 kaşık tereyağ ile kavrulur,
* yumurta, yağ ve yoğurtu çırpıp, üzerine unumuzu kabartma tozu ile eleyerek eklenir
* pırasalı harcımızı, peyniri ve peynirin tuz oranına göre tuzumuzu, maydanoz ve  dilediğiniz bir baharı da eklenebilir...
* harcımız silikon muffin kablara koyulur, önceden ısınmış 180 derece fırında 30 dk pişirilir

5 Nisan 2012 Perşembe

pırasalı börek

pırasalı börek
sütlü çörek
çek yavrum çek.....


eskiden oyunlarımızın manisiydi...ve annem prasalı börek yapmazdı....bezeriksizlikten değil, tamamen ev halkının sevmemesinden...şimdilerde sağlıklı diye en sevdiğim börekler arasında...anneciğime ne zahmetler vermişim zamanında...onu sevmem bunu sevmem.....şimdi bakıyorumda burun kıvırdığım herşey bayılır oldum....o yüzden oğlumun sevmediği bir şey olunca kendi istediğinde yer diye düşünüp rahat bırakıyorum....

peki ne oldu da şimdilerde bayılır oldum...her gün gazete gıdalarımızın üretimi ve içeriği ile kötü haberler okumaktan keyfim kaçar oldu....tavuk, mısır, ....henüz pırasa ile kötü bir habere rastlamadım....

onu alma bunu alma derken...şaşırdım kaldım....aslında ne yapacağımı biliyorum da önce oğlanı büyütüp meslek sahibi, aile sahibi yapıp; sonra memlekette bir köy bulup güzel bir taş ev yapıp kendim yetiştireceğim İNŞALLAH...tek çare bu görünüyor....bu kadar güzel verimli toprağı olan ülkemiz ne hale geldi...sanki bütün bu serzenişlerimi duymuş ve çok güzel bir kurgu ile sahneye taşımış bir film var

"entelköy efe köye karşı " filmini mutlaka ve mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.....



pırasa ile başladım nereye geldi konu.....:))))
demek manilerimiz bile organikmiş....zamanında....
pırasa hakkında faydalı bilgileri daha önce paylaşmıştım...
merak edenler için bir TIK ötede....paylaşmak istedim...

malzeme:
* 2 adet pırasa
* yarım kilo baklava yufkası (normal yufkada olabilir)
* 100 gr margarin ( ben tereyağ kullandım)
* 200 gr peynir
* 3 yumurta
* 1 bardak süt
* 1 su bardağı kaşar
* pırsalar yıkanıp, ince ince doğranığ tereyağ ile sotelenir
* sotelenen pırasalar, peynir ile karıştırılır
* yumurta ve sütten oluşan harç yufkaya sürülüp, üzerine pırasalı harcımız yayılır

* değişiklik olsun diye oklavaya sarıp, büzdüm yufkaları....:))))

* fırın tepsisine dizilip 180 derece üstü kızarana dek, yaklaşık 30 dk  pişirilir