30 Eylül 2013 Pazartesi

bu yaz kuruova,2013


bu yaz, geçtiğimiz yazın acısını çıkaracak derecede gezdim herhalde.....önce Antalya sonra ver elini anamur,  (bayram için) derken, en son Kıbrıs'a gidip 2013 yazını kapatmış oldum....

geçtiğimiz mart ayında kıbrıs'a gittiğimde oğlumla da gelmemiz gerektiğini düşünüp, kıştan planımızı yapmıştık....oğlumun için ilk defa göreceği bir yerdi ve benim için de çok anlamlı bir yer olduğu için sevmesi çok önemliydi benim için...:)))


 kıbrıs'a gittiğimiz ilk günün ertesi hemen köye gittik....Pazar günü diğer kuzenlerde geldiği için çok keyifli geçti..."yediğin içtiğin sana kalsın gezdiğin yerleri anlat " der büyükler....ama bu blogun yazım amacında yemek olduğu için lezzetlerden bahsetmeden olmaz ...yukarıda resmi görünen, lezzetinden çatlamış miss gibi incirler bizi bekliyordu...


mart ayında, güneşin güzel yüzünü hissettiğimiz günlerde bu pencerenin önünde resim çekilmiştim.

şimdi üzüm yapraklarının arasından güneşi gördüğümüz, 
güneşin ise daha yakıcı olduğu bu yaz gününde 
yeniden resim çekip mutfağa geçtik...



mutfakta bu konuda cidden bilgisi olan ve bu işe sevgisini katan eniştem etleri bir güzel sosladı....soslar konusunda hemen hemen türkiye ile aynı malzemeleri kullandılar, 

dikkatimi çeken şey etleri şişe dizmeden önce, yıkanmış kurulanmış şişler sırayla yeşil bir limona batırılıp çekildi....bizim tel ızgarayı soğanla silmemiz gibi bir işlem...

çok becerikli insan olunca, gezmeye ve sohbete de bol zaman kaldı....sohbete doyum oldu mu?..tabi olmadı....süre az geldi ....bir daha ki sefere bir gece kalıp diğer akrabalarla da daha uzun süre görüşmek üzere plan yaptık...




kuruovadan sonra "altın kumsal"a gittik...enfes cidden kumların sapsarı altın gibi olduğu temiz bir sahildi...dalgaları izlemek inanılmaz keyifliydi....




bu da kum zakkumları.....
kışı ayrı yazı ayrı güzel kuruova'dan ayrılmak zordu...her şey çok güzeldi...

3 Eylül 2013 Salı

anamur'da düğün yemeği

merhaba,

Haziran ayında önce antalya, sonra Anamur ziyaretimizi yapmıştık.....bayramda yakın bir akrabamızın düğünü olduğu için yeniden gitmek istedim.....hem bayram, hem düğün, hem de kışlık domateslerin yapımı için harika bir zaman.......bayramın birinci gününü evde geçirdikten sonra akşam otobüse bindim sabah anamur'daydım.....üç gün için uzun bir yol sayılır ama olsun...."bir günün beyliği de beylik" der annem...arada uzun mesafeler ve özlem olunca...anacığımla yiğenlerimi yeniden görmek için bile değer bu yol...



bahsettiğim uzun yolculuğun ana nedenlerinden,  2.kuşak kuzenim Niyazi'nin düğünü için kurulan kazanlar...Kıbrıs usulu söylemem gerekirse 2.yiğen....:))) 


kazanlarda annemin, annem kazan, tabak ve kaşıklardan  oluşan bir düğün seti var....:)....düğünü veya kalabalık yemek verecek kişiler gelir annemden alır, sonra tekrar teslim ederler....buda annemin hayır anlayışlarından biri....Allah razı olsun deseler yeter der...


yemekleri yapan düğün aşçıları vardır, sabah erkenden gelir


pirinçli, nohutlu düğün çorbası


kurufasulye

pilav,

 bir ölçü pilavı lapa yapan hanımlara göre düşünürseniz bu kadar pilav yapmak sanat bence....:))))

 
et kavurma

 
soğan yahni
daha kepçeyi gördüğü anda bir insanın aklına o yemeğin kokusu gelir mi, işte bu resimde resmen kokusu bile aklımda...

 darı (mısır) keşkeği


beyaz mısırdan , buğday dövmesi yapılır gibi, darı dövmesi yapılır bizim orada, özelliklede düğünlerde
bu dövme ıslatılıp, haşlanır
haşlandıktan sonra üzerine ister et ve soğan yahnisi koyarsınız
isterseniz de yoğurt ve maydanoz

ben her ikisinden de az az yedim ama, o iştahla resmini çekmeyi unutmuşum....:)

her şey olması gerektiği gibi bir düğündü....en son murt (mersin ) yaprağı, şeker ve bozuk paraların serpildiği gelin indirme sahnesine kadar her şey çok güzeldi......hep mutlu olurlar ve ağızlarının tadı hep yerinde olur  İNŞALLAH

atv de yarışma programındaydık: anne-oğul


merhaba,

uzun bir aradan sonra yazmak için topladım kendimi....bloguma vakit ayıramadım ama haklı nedenlerim var...çok gezdim...:)...sizlerle paylaşacağım çok şey var....



kronolojik sıra ile başlarsam, bayramdan önce İstanbul'a gitmiştik...oğlumun isteğiyle Pink Floyd'un solisti Roger Waters'ı dinleyebilmek için aylar öncesinden biletlerini almıştık....bende oğlumla bir aktivitede bulunmak istiyordum...istanbula gitmeden önce cevap tv ve atv den mail almıstım....atv "şef'im" yemek yarışması için, cevap tv de yemek tarifleri çekimleri için davet ediyordu...her ikisine de zaman ayırmak istiyordum...

ilk haber a tv den geldi...çekimler hemen diğer gündü...2 kişilik bir takım olmak gerekiyordu ve oğlumla katıldık.....akşam internetten yarışmanın formatını biraz daha izledim...diğer yarışma programları gibi, yarışmacıların birbirine girdiği bir yarışma değildi....formatı daha düzgün bir yapım...tek sıkıntı sürenin kısa olması ve insanın kendi mutfağından başka bir mutfakta hız yapmasının zor olması...herşeye rağmen oğlumla güzel bir anı oldu..

izlemek isteyenler için linkini veriyorum: şef'im yemek yarışması 

üstteki resim kıbrıs'tan izleyen kuzenimin çektiği resim...ben program yayınlanırken otobüste anamurdan-ankaraya gidiyordum...onun için çok az kişiye haber verebildim...sizlerle de şimdi paylaşabiliyorum...

cevap tv'ye zaman ayıramadım, aslında en çok tariflerimi paylaşmak istediğim sosyal ortam....istanbul'a gittiğimde yapmak istediklerim arasında...kısmet...




konser günü , konserden önce oğlum gezmek ve puntoda birşeyler yemek istedi...punto bizim daha önce test ettiğimiz ve tadı konusunda emin olduğumuz bir yerdi...daha merdivenlerden çıkarken , oğlumun ilkokuldan arkadaşı ve ailesi ile karşılaştık...onlarda ankara'dan konser için gelmişlerdi....ve istinyede en sevdiğimiz yerde punto da oturuyorlardı...bizim için güzel süpriz olmuştu...ama en güzel sürpriz de bir önceki gelişimizde bizimle ilgilenen personelin bizi ve benim sayfamı hatırlamış olmasıydı....yemekler ve lezzetler üzerine konuştuğumuzda , unutmamış ve sitemi izlemişti....el yapımı limonata ve makarnalarını tavsiye ederim....hızlı ve güleryüzlü serviside artısı....